FB TW PIN NWS
BioRank 8573

Gılgamış

Doğum tarihi : -
Gılgamış kaç yaşında : -
Kilo & Boy :
Burcu :
Gılgamış doğum yeri : Uruk

Gılgamış Biyografisi

Uruk'un yarı efsanevi kralı Gılgamış, Dünya’nın ilk destan kahramanıdır.

Gılgamış, Uruk'un yarı efsanevi kralıdır. Gılgamış'ın babası rahip-kral Lugalbanda, annesi tanrıça Ninsun’dur. Gılgamış süper insan gücüne sahip olan ve oldukça uzun bir yaşam sürdüğü söylenen, Sümer Kral Listelerine göre 126 yıl yaşadığı söylenen bir yarı-tanrı idi.

Gılgamış, Fırat’ın Dicle’yle oluşturduğu deltanın kuzey kıyısında, şimdiki Bağdat’ın 300 km kadar güneyinde yer alan Uruk'un 5. kralı kabul edilmekte ve onun etkisi, ilahi konumuna ait mitler, yaptığı işler çevresinde gelişti ve en sonunda Gılgamış Destanı'nda zirveye ulaştı.

Gılgamış Destanına konu olan kral Gılgamış Muhtemelen MÖ 2800 ile 2500 arasındaki bir zaman aralığında Mezopotamya’daki Uruk kentinde hüküm sürmüştür. Ölümünden sonra tanrısallaştırılmıştır.

Uruk kralı Gılgamış M.Ö. 27. - 26. yüzyıllarda yaşamış gerçek bir hükümdar olabilir; ama destanda anlatılan kahramanca işler, önceki dönemlere ait olayları da yansıtır ve onun döneminde krallığın olağanüstü yüksek bir gelişmişlik düzeyine vardığına işaret eder.

MÖ. 2112-2004 yıllarında Ur'un üçüncü hanedanlığı döneminde Sümer efsanelerinde önemli bir şahsiyet olmuştur. Gılgamış'ın efsanevi kahramanlıkları günümüze kadar gelen beş Sümer şiirinde anlatılmıştır.

Ölümsüzlüğün ve bilginin peşindeki insanı yücelterek anlatan Gılgamış Destanı, günümüze kalabilmiş, bilinen en eski destandır.

Gılgamış Destanı, Akat ve Sümer dillerinde yazılmış tabletlerden derlenmiştir. Ölümsüzlüğün ve bilginin peşindeki insanı yücelterek anlatan Gılgamış Destanı, Gılgamış’ın ölümünden bin yıl kadar sonra yazılmıştır ve günümüze kadar gelebilmiştir. Bunlardan günümüze 12 tablet kalabilmiştir. Ama bu tabletler eksik olduğu için destan metninin bütünü elde edilememiştir. Aslında bir tablet daha bulunmuştur ancak olayların sırasına uymamaktadır ve bu yüzden ayrı bir versiyon olduğu düşünülmektedir.

1855 yılında şimdiki Musul şehrinin yakınlarında ve Dicle Nehri'nin doğu kıyısında bulunan, bir dönem Asur Devleti'ne başkentliğini yapan bir Antik çağ kenti Ninova’da yapılan kazılarda, Asur Kralı Asurbanipal’in MÖ. 7. yüzyılda derlettirdiği tabletler bulunmuş, daha sonra Türkiye-İran sınırında ve Irak’taki Nippur antik kenti kazılarında bulunan tabletler de eklenmiştir. Ayrıca Türkiye’de Sultan Tepe ve Boğazköy’de yapılan kazılarda da destanını bazı bulunmuşsa da henüz tümü gün ışığına çıkarılmamıştır.

Tabletlerdeki metne göre destan, Gılgamış’ın özelliklerini övgüyle anlatarak başlar. Yarı insan, yarı tanrı olan Gılgamış karada ve denizde olan biten her şeyi bilen başarılı bir yapı ustası ve yenilmez bir savaşçıdır. Destanının, öbür bölümlerinde Gılgamış’ın başından geçen serüvenler anlatılır. Derinlemesine hikâye türünün en olağan üstü biçimde anlatıldığı Gılgamış, akılların tamamen özgür ve doğaçlama melekesini gözler önüne sermektedir.

Gılgamış heykeli Asurlular Dönemi, Gılgamış ile Enkidu

İlk serüven Gılgamış ile Gök Tanrısı Anu arasında geçer. Halkına acımasız davrandığı için Gılgamış’a öfkelenen Anu, onu öldürmek için vahşi bir hayvan olan Enkidu’yu üzerine salar. Enkidu ile Gılgamış arasındaki savaşta Gılgamış üstün gelir. Daha sonra Enkidu Gılgamış’ın en yakın dostu ve yardımcısı olur.

Bunun ardından gelen serüven Gılgamış ile aşk tanrıçası İştar arasında yaşanır. İştar Gılgamış’a evlenme önerisinde bulunur. Gılgamış bunu red eder. Onuru kırılan İştar Gılgamış’ı öldürmek için yeryüzüne bir boğa gönderir. Gılgamış, Enkidu’nun da yardımıyla boğayı öldürür. Enkidu rüyasında, boğayı öldürdüğü için tanrılar tarafından ölüme mahkûm edildiğini görür.

Destanın bundan sonraki bölümüyle ilgili tabletler bulunamamıştır. Ama destanın devamının yer aldığı Gılgamış’ın Enkidu için yaktığı ağıtı, düzenlediği görkemli cenaze törenini, sonunda Enkidu’nun ölüler dünyasına göçtüğünü anlatan tabletler bulunabilmiştir.

Enkidu’nun ölümünü Tufan öyküsü izler. Tufan, yeryüzünün sularla dolup taşmasının öyküsüdür. Gılgamış destanında Tufan’ı tanrıça İştar ve Bel’in başlattığı anlatılır. Gılgamış, Tufan’dan kurtularak, sağ kaldığını öğrendiği Utnapiştim’i bulmak üzere yola çıkar. Utnapiştim ölümsüzlüğün sırrını bilen bir bilgedir.

Utnapiştim’i bulan Gılgamış, onun verdiği ölümsüzlük otuyla gençliğine yeniden dönecek ve ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Ama destanının insanlar için en üzücü bölümü burada başlar. Çünkü Gılgamış ölümsüzlük otunu yemeye fırsat bulamadan onu bir yılana kaptırır ve Uruk’a eli boş döner. Bazı kaynaklar, Gılgamış’ın ölümsüzlük otunu halkıyla birlikte yemek istediğini belirtir. Destan, Gılgamış’ın ölüm karşısında yenilgisiyle biter.

Kaynak:Biyografi.info

Gılgamış için yapılan aramalar

Gılgamış, Gılgamış biyografi, Gılgamış hayatı, Gılgamış özgeçmişi, Gılgamış hakkında, Gılgamış doğum yeri, Gılgamış fotoğraf, Gılgamış video, Gılgamış resim, Gılgamış kimdir?, Gılgamış kaç yaşında?, Gılgamış nereli, Gılgamış memleketi