İstanbul Boğazı
İstanbul'un Rumeli (Avrupa) ve Anadolu (Asya) yakalarını birbirinden ayırır. Uzunluğu düz olarak 30 kilometredir. Girinti ve çıkıntılar hesaba katılınca kıyıların uzunluğu ortaya çıkar. Rumeli yakasında Rumeli Feneri'nden Haliç kıyılarını dolaşarak Ahırkapı Fenerine kadar 55 kilometre, Anadolu yakasında Anadolu Feneriyle Kızkulesi arası 35 kilometre, Selimiye önündeki Kayak Burnu'na kadar 36 kilometredir. Boğazın en geniş yeri Anadolu Feneri ile Rumeli Feneri arasında 3600 metre, en dar yeri de Anadolu Hisarı ile Rumeli Hisarı arasında 760 metredir. Boğaz'ın en derin yeri Bebek'le Kandilli arasında 120 metredir.
İstanbul Boğazı'nda su yüzünde Karadeniz'den Marmara'ya, su altında Marmara Denizi'nden Karadeniz'e akıntılar vardır. Su yüzeyinde yer yer ters akıntılar da görülür.
İstanbul boğazı üzerinde 1973 yılında açılan 1073 m. boyundaki Boğaziçi Köprüsü ve 1986'da açılan 1090 m. boyundaki Fatih Sultan Mehmed Köprüsü iki yakayı birbirine bağlamaktadır. Boğazı alttan geçen Marmaray Tüneli projesi 29 Ekim 2013 tarihinde Marmaray banliyö tren hattı ile birlikte hizmete girmiştir.
29 Mayıs 2013 tarihinde temeli atılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ya da Üçüncü Boğaz Köprüsü Ağustos 2016'da bitmiştir.
İstanbul Boğazı, Karadeniz'e kıyısı bulunan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya ve Ukrayna için Akdeniz'e ulaşmanın tek yoludur. Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi ile birlikte İstanbul Boğazı'nın egemenlik hakları, 20 Temmuz 1936'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile belirli kurallar ışığında Türkiye'ye verilmiştir.
1923'te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi ile uluslararası su yolu niteliği kazanan ve 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile tamamen Türkiye Cumhuriyeti'nin denetimine giren İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı ile birlikte Türk Boğazları olarak adlandırılır ve Avrupa ile Asya kıtalarını birbirinden ayıran doğal sınırlardan biri olarak kabul edilir.
Boğaz'ın en eski yerleşimcilerinden biri olan Bizanslılar, buraya Bosporos adını veriyordu. Bu sözcük inek ya da öküz anlamına gelen (bous) ve yol, geçit anlamlarına gelen (poros) adlarının birleştirilmesiyle türetilmişti.
Öküz ya da inek geçidi anlamına gelen Bosporos adını taşıyan boğaza bu adın verilmesi Yunan mitolojisinde baştanrı Zeus'un, İo adında bir kıza âşık olması olayına dayanır. Hikâyeye göre İo nehirler tanrısı İnahos'un kızıdır. Tanrıların kralı olan Zeus bu güzel kızı görünce ona âşık olur ve eşi Hera'dan gizlice onunla birlikte olmaya başlar. Bir gün Hera'ya yakalanmak üzereyken kendini bir buluta, İo'yu ise bir ineğe çevirir. Aldanmayan Hera, ineği hediye olarak eşinden ister. Onu Zeus'tan uzak tutmak adına Argos Panoptis adlı canavarın gözetimine bırakır. Ancak Zeus, Hermes'i yollayıp Argos'u öldürtür. Bunun üzerine Hera, ineğe dönüşmüş İo'yu sürekli rahatsız etmesi için ona bir sinek musallat eder. Sinekten kurtulmak için var gücüyle koşan İo boğaza geldiğinde kendini boğazın sularına bırakır ve bu engeli yüzerek geçer. Kıyıya çıktığı yerde Keroessa adında bir kız çocuğu doğurur ve bu kız büyüdüğünde denizler tanrısı Poseidon ile evlenerek Bizas adında bir oğlan dünyaya getirir. Bu çocuk doğduğu yerde kendi adını verdiği Bizantion kentini kurar. Bu mitolojik öyküler hem İstanbul şehrine hem de Boğaz'a adlarını vermelerinden dolayı önemlidir.
- Utku Varlık Dün
- Lando Norris 09 Ekim
- Rikki 06 Ekim
- Mustafa Yolaşan 26 Eylül
- George Russell 25 Eylül
- Nevhiz 23 Eylül
- Oscar Piastri 21 Eylül