FB TW PIN NWS

Üniversitelerde YÖK'lü 25 yıl

2006-11-06
Türkiye’de 12 Eylül askeri darbesinden sonra üniversitelerde reform amacıyla oluşturulan Yükseköğretim Kurulu ya da kısa adıyla YÖK, bugün 25 yaşında.

Kurulduğu zamandan bu yana çeşitli öğrenci grupları tarafından hemen her yıl protesto edilen YÖK’ün, benzer eylemlerle bugün de Türkiye’nin hemen her yerinde karşılaşması bekleniyor.

Eylemler, İstanbul’da haftasonunda başlamıştı.

Cumartesi günü Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi önünde toplanan öğrenciler, Kadıköy Meydanı’na yürüdü. Polis, yasadışı slogan bağırdıkları gerekçesiyle 6 kişiyi gözaltına alırken, gösteriye bazı sivil toplum örgütleri de destek verdi. Benzer gösteriler nedeniyle bugün polisin üniversiteler ve çevrelerinde olağanüstü güvenlik önlemleri alması bekleniyor.

YÖK, 1981 yılında sayısı ve çeşidi hızla artan üniversitelerde reform amacıyla kurulmuştu. Bu amaçla çıkarılan (2547 sayılı) yasa gereği, akademiler üniversitelere, eğitim enstitüleri fakültelere dönüştürülerek, 27 üniversite YÖK çatısı altında toplandı ve kurul, 25 yıldır tüm yükseköğretimden sorumlu tek kuruluş.

YÖK’ün kuruluş gerekçelerinden biri de, yasadaki ifadeyle, “1960 ve 1980 yılları arasında ortaya çıkan siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların, yükseköğretimdeki kötüye gidişi daha da arttırması” idi.

Türkiye’de bugün YÖK’e bağlı, 53’ü devlet, 24’ü vakıf üniversitesi olmak üzere, toplam 77 üniversite var. YÖK, 22 üyeden oluşuyor. Bunlardan 7’sini Cumhurbaşkanlığı, 7’sini Başbakanlık, 7’sini Üniversitelerarası Kurul, birini de Genelkurmay Başkanlığı atıyor. Tüm üyelerin Cumhurbaşkanı tarafından onayı gerekiyor. YÖK’e karşı çıkanlar, yalnızca öğrenciler değil.

Bazı sivil toplum örgütlerinin yanısıra, üniversite öğretim görevlileri ve üyeleri arasında da YÖK’e karşı çıkan pek çok kişi var. Bugün 25 yılı geride bırakan YÖK ile iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi arasında, zaman zaman bazı gerilimler yaşanıyor. Gerilimlerin doruk noktası, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Profesör Yücel Aşkın’ın geçen yıl yolsuzluk iddiasıyla tutuklanması olmuştu.

YÖK hükümeti, “komplo” iddiasıyla suçlamış; tutuklamayı “üniversitelerin laik ve çağdaş yapısını korumak için ödenen bedel” diye nitelemişti. YÖK ile hükümet arasındaki gerilimin temel noktası ise, YÖK’ün üniversitelerde başörtülü öğrencilerin öğrenim görmesine izin vermemesi. Üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılması, hükümetin seçim vaadleri arasındaydı.