Ali Koç: 'Türkiye’de siyasi ortam yatırıma uygun'
2006-11-25
Koç Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç, siyasi ortamın yatırımlar açısından çok önemli olduğunu belirtirken, "Türkiye açısından tünelin ucunda ışık olduğunu görüyoruz" dedi.
Koç, Dünya Ekonomik Forumu Türkiye Zirvesinde gerçekleştirilen "Türkiye’nin ekonomik açıdan uzun vadeli avantajları" konulu oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin küresel bir güç olma unsurlarına sahip olduğunu, bunun da ancak bölgesel liderlikle sağlanabileceğini söyledi.
Türkiye için geleceğin parlak olduğunu, bölgenin kısa vadede büyüyeceğini ve Türkiye’nin de burada öncü olacağını düşündüğünü aktaran Koç, buna rağmen sahip olduğu coğrafi konumun tek başına avantaj sağlamayacağını kaydetti. Koç, AB konusundaki tartışmalara işaret ederken, Türkiye açısından AB’nin ve bölgenin geleceğinin çok önemli olduğunu vurguladı. Bu konuda sadece Türkiye’nin AB’ye katılıp katılmayacağı tartışmalarının yapıldığını ifade eden Koç, "AB’nin geleceğini garanti altında görmüyorum" dedi.
Ali Koç, Türk iş dünyasının esnekliği ve farklı ortamlara adapte olabilme yeteneği, güçlü insan kaynakları sermayesiyle her türlü zorluklarda çalışma gücüne sahip olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin 10 yılı istikrarsızlıklarla geçirdiğini, bunun sonucunda iş dünyasının hızlı hareket etme kabiliyetine kavuştuğunu söyleyen Koç, "Aslında Türkleri tarif etmek zor. Ne Avrupalıyız, ne Arabız, ne Asyalıyız. Bu bir lütuf. Doğu-batı arasında köprü oluyoruz. Bu, bize bölgede rekabetçi olabilmemizi sağlıyor" dedi.
Koç, Türkiye’de F-16 uçakları yapıldığını, bu uçakların sıfır defoyla üretildiğini ve 7 uluslararası otomotiv markasının Türkiye’de yatırım yaptığını vurguladı. Koç, bazı zorlukların söz konusu olduğunu, ancak bunların iç ve dış etkenlerden kaynaklandığını da söyledi.
"Türkiye açısından tünelin ucunda ışık olduğunu görüyoruz" diyen Koç, siyasi ortamın yatırımlar açısından çok önemli olduğuna dikkat çekerek, "Liderliğe ihtiyacımız var. Ülkemizin geleceğini belirlerken hükümet, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, özel sektör temsilcileri bir araya gelmeli" diye konuştu.
Türkiye markasına daha fazla yatırım yapılması gerektiğini vurgulayan Koç, kısa vadeli planlardan uzak kalınması gerektiğini de söyledi.
Koç, Türkiye’de sermaye tabanının geliştirilmesi konusuna da değinirken, "Türkiye’nin demografik yapısı bir lütuf da olabilir, lanet de olabilir. Bu nedenle genç nüfusumuzun çok iyi eğitilmesi lazım" dedi.
New York Üniversitesinden Prof. Dr. Nouriel Roubini ise Türkiye’nin büyük cari açığının bulunduğunu, bunun sürdürülüp sürdürülemeyeceğini bilemediklerini belirterek, bu ölçekte cari açığın devam etmesinin makro ekonomide rekabet kaybına yol açacağını söyledi.
Türkiye’nin çok hızlı büyümesinin, YTL’nin değerlenmesinin ve düşük tasarrufun cari açığın itici faktörleri olduğunu kaydeden Roubini, cari açığın büyük bölümünün satın alma ve şirket birleşmeleri şeklindeki doğrudan yabancı yatırımlarla finanse edildiğini kaydetti.
Roubini, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımların yeşil alan yatırımları olmadığına işaret ederek, kısa vadeli finansman ve sıcak paranın etkisinin hala yüksek olduğunu söyledi.
Bankacılık sisteminde bazı uyumsuzlukların bulunduğuna da dikkat çeken Roubini, YTL’nin yavaş yavaş değer kaybına uğraması gerektiğini, aksi halde enflasyonun yükselebileceği uyarısında bulundu.
Global şartların değiştiğini, zaman zaman bunun cari açık üzerinde olumsuz etkisi olabileceğini ifade eden Roubini, "Global ekonomik şartlar şimdiye kadar Türkiye için iyiydi. İlerde sanırım biraz zorlaşacak ve muhtemelen gelişmekte olan piyasalarda yavaşlama yaşanacak. Bu nedenle global şartlar Türkiye için biraz daha zorlayıcı olacak" diye konuştu. Roubini, Türkiye’de seçimler ve AB sürecinin belli oranda bazı belirsizliklere yol açabileceğini de kaydetti.
Koç, Dünya Ekonomik Forumu Türkiye Zirvesinde gerçekleştirilen "Türkiye’nin ekonomik açıdan uzun vadeli avantajları" konulu oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin küresel bir güç olma unsurlarına sahip olduğunu, bunun da ancak bölgesel liderlikle sağlanabileceğini söyledi.
Türkiye için geleceğin parlak olduğunu, bölgenin kısa vadede büyüyeceğini ve Türkiye’nin de burada öncü olacağını düşündüğünü aktaran Koç, buna rağmen sahip olduğu coğrafi konumun tek başına avantaj sağlamayacağını kaydetti. Koç, AB konusundaki tartışmalara işaret ederken, Türkiye açısından AB’nin ve bölgenin geleceğinin çok önemli olduğunu vurguladı. Bu konuda sadece Türkiye’nin AB’ye katılıp katılmayacağı tartışmalarının yapıldığını ifade eden Koç, "AB’nin geleceğini garanti altında görmüyorum" dedi.
Ali Koç, Türk iş dünyasının esnekliği ve farklı ortamlara adapte olabilme yeteneği, güçlü insan kaynakları sermayesiyle her türlü zorluklarda çalışma gücüne sahip olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin 10 yılı istikrarsızlıklarla geçirdiğini, bunun sonucunda iş dünyasının hızlı hareket etme kabiliyetine kavuştuğunu söyleyen Koç, "Aslında Türkleri tarif etmek zor. Ne Avrupalıyız, ne Arabız, ne Asyalıyız. Bu bir lütuf. Doğu-batı arasında köprü oluyoruz. Bu, bize bölgede rekabetçi olabilmemizi sağlıyor" dedi.
Koç, Türkiye’de F-16 uçakları yapıldığını, bu uçakların sıfır defoyla üretildiğini ve 7 uluslararası otomotiv markasının Türkiye’de yatırım yaptığını vurguladı. Koç, bazı zorlukların söz konusu olduğunu, ancak bunların iç ve dış etkenlerden kaynaklandığını da söyledi.
"Türkiye açısından tünelin ucunda ışık olduğunu görüyoruz" diyen Koç, siyasi ortamın yatırımlar açısından çok önemli olduğuna dikkat çekerek, "Liderliğe ihtiyacımız var. Ülkemizin geleceğini belirlerken hükümet, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, özel sektör temsilcileri bir araya gelmeli" diye konuştu.
Türkiye markasına daha fazla yatırım yapılması gerektiğini vurgulayan Koç, kısa vadeli planlardan uzak kalınması gerektiğini de söyledi.
Koç, Türkiye’de sermaye tabanının geliştirilmesi konusuna da değinirken, "Türkiye’nin demografik yapısı bir lütuf da olabilir, lanet de olabilir. Bu nedenle genç nüfusumuzun çok iyi eğitilmesi lazım" dedi.
New York Üniversitesinden Prof. Dr. Nouriel Roubini ise Türkiye’nin büyük cari açığının bulunduğunu, bunun sürdürülüp sürdürülemeyeceğini bilemediklerini belirterek, bu ölçekte cari açığın devam etmesinin makro ekonomide rekabet kaybına yol açacağını söyledi.
Türkiye’nin çok hızlı büyümesinin, YTL’nin değerlenmesinin ve düşük tasarrufun cari açığın itici faktörleri olduğunu kaydeden Roubini, cari açığın büyük bölümünün satın alma ve şirket birleşmeleri şeklindeki doğrudan yabancı yatırımlarla finanse edildiğini kaydetti.
Roubini, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımların yeşil alan yatırımları olmadığına işaret ederek, kısa vadeli finansman ve sıcak paranın etkisinin hala yüksek olduğunu söyledi.
Bankacılık sisteminde bazı uyumsuzlukların bulunduğuna da dikkat çeken Roubini, YTL’nin yavaş yavaş değer kaybına uğraması gerektiğini, aksi halde enflasyonun yükselebileceği uyarısında bulundu.
Global şartların değiştiğini, zaman zaman bunun cari açık üzerinde olumsuz etkisi olabileceğini ifade eden Roubini, "Global ekonomik şartlar şimdiye kadar Türkiye için iyiydi. İlerde sanırım biraz zorlaşacak ve muhtemelen gelişmekte olan piyasalarda yavaşlama yaşanacak. Bu nedenle global şartlar Türkiye için biraz daha zorlayıcı olacak" diye konuştu. Roubini, Türkiye’de seçimler ve AB sürecinin belli oranda bazı belirsizliklere yol açabileceğini de kaydetti.
- Marty Feldman Bugün
- Prenses Fevziye Dün
- Lokman Hekim 26 Nisan
- I. Fuad 25 Nisan
- Koca Yusuf Paşa 24 Nisan
- Ahmet Kürsat Öçalan 23 Nisan
- Alper Erinç 23 Nisan
- Vahe Kılıçarslan 692
- Musavat Dervişoğlu 187
- Mehmet Ali Yılmaz 78
- Erdal Gürbüz 77
- Ahmet Mekin 64
- Ozan Gündoğdu 61
- Faik Öztürk 47
- Saddam Hüseyin 45
- Murat Birsel 44
- Şoray Uzun 44
- Suna Yıldızoğlu 44
- Cengiz Abazoğlu 43
- Nihal Menzil 41
- Süleyman Savaş Erdem 41
- Emre Kocadağ 40