Baykal: 'Medya patronlarını suçlayacağına karşımıza çık'
2006-11-02
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yimpaş konusunda medya patronlarını suçlamasına tepki gösteren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Bu konudaki iddialar dolayısıyla başbakanın muhatabı medya patronları değildir. Muhatabı bu konudaki iddiaları ortaya koyan basın mensuplarıdır ve siyasetçilerdir. Başbakan medya patronlarını suçlayacağına bizim karşımıza çıksın" diye konuştu.
Vakıflar Yasa Tasarısı'nın görüşmelerine katılmak üzere TBMM'ye gelen Deniz Baykal, kuliste gazetecilerin sorularıanı yanıtladı. Gazetecilerin, Başbakan Erdoğan'ın dün Yimpaş konusunda medyaya yönelik suçlamalarını anımsatması üzerine Baykal, Yimpaş konusunda hükümetin üzerine düşen görevi yerine getirmediğinin çok açık olduğunu söyledi. Yimpaş olayını "Dünya çıpanda bir büyük yolsuzluk olayı" olarak nitelendiren Baykal, şöyle dedi:
"Maalesef bu yolsuzluk olayı bazı değerler istismar edilerek yapılmıştır. Bu yolsuzluk onbinlerce kişiyi mağdur etmiştir. Bu yolsuzluğu gerçekleştirenler Türkiye Cumhuyeti vatandaşıdır. Yolsuzluğun kurbanı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Yolsuzluklan kazanılan paralar Türkiye'ye taşınmıştır. Gelen paraların nerelere, nasıl, kimler aracılığıyla harcandığı konusu ne yazık ki ciddi bir inceleme ve araştırma konusu dahi yapılmamıştır. Onbinlerce mağdur insan ortadadır. Başbakan belge istiyor. O belge Türkiye'de ve Almanya'da onyıllarca yıl biriktirdikleri tasarrufu, bir kollektif resmi himaye altında gerçekleşen dolandırıcılık tezgahı ile elinden alınmış onbinlerce mağdur insandır. Belge arıyor başbakan belge onbinlerce mağdur insan. daha ne belgesi arıyor başbakan. bundan ala belge mi olur?"
Baykal, Başbakan'ın sorumluluğunun, bu konuyu aydınlatmak için her iktidarın yapmak zorunda olduğu çalışmayı yapmamış olmak olduğunu dile getirirken, "Almanya'da, İsviçre'de yapılıyor, Türkiye'de hiçbir şey yapılmıyor. Yasal düzenlemeler, önlemler belli. Herkesin aklındaki soru şudur? Niçin takip edilmiyor. Acaba bir ihmal midir, yoksa çeşitli bağlantılar dolayısıyla olayı örtbas etme ihtiyacı mıdır?" diye konuştu. Erdoğan'ın telaşının bu gerçeklerden kaynaklandığını savunan Baykal, ayrıca bu paranın bugün AKP'de sorumluluk üstlenmiş pek çok siyasetçiyi kapsayan bir biçimde yaşandığının da bilinen bir gerçek olduğunu kaydetti.
Başbakan'ın bir telaş içinde olduğunu dile getiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzanlar'dan hesap sormak için özel kanun çıkardılar. Burada niye bir kanun düzenlemesi yapılmadı. Bu gelen parayla da hangi medya kuruluşları, hangi araştırma kuruluşları yararlandılar. Bunun ortaya çıkması lazım. AKP ile bir ilişkisi var mıdır, yok mudur? Yani başbakan medyayı tehdit etti diye bu olayı örtbas etmesi mümkün değildir. Başbakanın şunu bilmesi lazımdır. Bu konudaki iddialar dolayısıyla başbakanın muhatabı medya patronları değildir. Muhatabı bu konudaki iddiaları ortaya koyan basın mensuplarıdır ve siyasetçilerdir. Başbakan medya patronlarını suçlayacağına bizim karşımıza çıksın. Yani hangi anlayıştır medya patronunu suçlayan. Demek ki bu haberler medya patronları tarafından üretiliyor. Onları böyle susturmak mümkündür. Böyle bir anlayış içinde iddianın cevabını verirsin. Biz söylüyoruz bunları. Senin muhatabın onbinlerce mağdur. Sen medya patrolarının susturarak, bu olayı örtbas edeceğine onbinlerce mağdurun feryadına kulak ver. Onları dinle ve onlara cevap ver. Medya patronunu susturma bu konuyu örtbas etme girişimini esefle karşılıyorum."
Vakıflar Yasa Tasarısı'nın görüşmelerine katılmak üzere TBMM'ye gelen Deniz Baykal, kuliste gazetecilerin sorularıanı yanıtladı. Gazetecilerin, Başbakan Erdoğan'ın dün Yimpaş konusunda medyaya yönelik suçlamalarını anımsatması üzerine Baykal, Yimpaş konusunda hükümetin üzerine düşen görevi yerine getirmediğinin çok açık olduğunu söyledi. Yimpaş olayını "Dünya çıpanda bir büyük yolsuzluk olayı" olarak nitelendiren Baykal, şöyle dedi:
"Maalesef bu yolsuzluk olayı bazı değerler istismar edilerek yapılmıştır. Bu yolsuzluk onbinlerce kişiyi mağdur etmiştir. Bu yolsuzluğu gerçekleştirenler Türkiye Cumhuyeti vatandaşıdır. Yolsuzluğun kurbanı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Yolsuzluklan kazanılan paralar Türkiye'ye taşınmıştır. Gelen paraların nerelere, nasıl, kimler aracılığıyla harcandığı konusu ne yazık ki ciddi bir inceleme ve araştırma konusu dahi yapılmamıştır. Onbinlerce mağdur insan ortadadır. Başbakan belge istiyor. O belge Türkiye'de ve Almanya'da onyıllarca yıl biriktirdikleri tasarrufu, bir kollektif resmi himaye altında gerçekleşen dolandırıcılık tezgahı ile elinden alınmış onbinlerce mağdur insandır. Belge arıyor başbakan belge onbinlerce mağdur insan. daha ne belgesi arıyor başbakan. bundan ala belge mi olur?"
Baykal, Başbakan'ın sorumluluğunun, bu konuyu aydınlatmak için her iktidarın yapmak zorunda olduğu çalışmayı yapmamış olmak olduğunu dile getirirken, "Almanya'da, İsviçre'de yapılıyor, Türkiye'de hiçbir şey yapılmıyor. Yasal düzenlemeler, önlemler belli. Herkesin aklındaki soru şudur? Niçin takip edilmiyor. Acaba bir ihmal midir, yoksa çeşitli bağlantılar dolayısıyla olayı örtbas etme ihtiyacı mıdır?" diye konuştu. Erdoğan'ın telaşının bu gerçeklerden kaynaklandığını savunan Baykal, ayrıca bu paranın bugün AKP'de sorumluluk üstlenmiş pek çok siyasetçiyi kapsayan bir biçimde yaşandığının da bilinen bir gerçek olduğunu kaydetti.
Başbakan'ın bir telaş içinde olduğunu dile getiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzanlar'dan hesap sormak için özel kanun çıkardılar. Burada niye bir kanun düzenlemesi yapılmadı. Bu gelen parayla da hangi medya kuruluşları, hangi araştırma kuruluşları yararlandılar. Bunun ortaya çıkması lazım. AKP ile bir ilişkisi var mıdır, yok mudur? Yani başbakan medyayı tehdit etti diye bu olayı örtbas etmesi mümkün değildir. Başbakanın şunu bilmesi lazımdır. Bu konudaki iddialar dolayısıyla başbakanın muhatabı medya patronları değildir. Muhatabı bu konudaki iddiaları ortaya koyan basın mensuplarıdır ve siyasetçilerdir. Başbakan medya patronlarını suçlayacağına bizim karşımıza çıksın. Yani hangi anlayıştır medya patronunu suçlayan. Demek ki bu haberler medya patronları tarafından üretiliyor. Onları böyle susturmak mümkündür. Böyle bir anlayış içinde iddianın cevabını verirsin. Biz söylüyoruz bunları. Senin muhatabın onbinlerce mağdur. Sen medya patrolarının susturarak, bu olayı örtbas edeceğine onbinlerce mağdurun feryadına kulak ver. Onları dinle ve onlara cevap ver. Medya patronunu susturma bu konuyu örtbas etme girişimini esefle karşılıyorum."
- Farah Diba Dün
- Stendhal (Yazar) 27 Mart
- Muhsin Şentürk 26 Mart
- Ömer Kerkez 26 Mart
- Kazım Taşkent 25 Mart
- Hayyam Garipoğlu 24 Mart
- Ali Haydar Fırat 23 Mart
- Aliye Uzunatağan 842
- Jülide Kural 814
- Merve Aydın 365
- Hasan Kılıç Hocaefendi 357
- Mehmet Fatih Çıtlak 335
- Rahmi Özkan 242
- Berna Canbeldek 221
- Uğur Yücel 195
- Hilmi Cem İntepe 170
- Hasan Mezarcı 140
- Arto 131
- Murat Birsel 127
- İrem Yaman 125
- Cemil Kazancı 113
- Bahar Öztan 111
- Bekir Aksoy 71
- Eren Eğilmez 64
- Yavuz Selim Demirağ 71
- Aliye Uzunatağan 842
- Virginia Woolf 62
- Nilüfer 52
- Dilek Hanif 66
- Merve Aydın 365
- Masum Türker 58
- Shakira 56