FB TW PIN NWS

Dârülbedayi

Dârülbedayi

27 Ekim 1914 tarihinde İstanbul Belediyesi bünyesinde konservatuvar olarak açıldıktan sonra okul hüviyetinden çıkıp bir tiyatro topluluğuna dönüşen; hâlen İstanbul Şehir Tiyatroları adıyla varlığını sürdüren sanat kurumu.

Osmanlı İmparatorluğu’nda kurulan ilk konservatuvardır. Türkiye'de Batılı anlamda tiyatronun gelişmesinde önemli bir değişimi sağlamıştır.

Tarihçe
1914'te İstanbul Şehremini Belediye Başkanı Operatör Dr. Cemil Paşa (Cemil Topuzlu) İstanbul halkının kültür ihtiyacını karşılamak amacıyla belediyeye bağlı bir sanat okulunun kurulmasını düşünmüştür. Cemil Paşa, bu iş için belediye meclisinden o dönem için oldukça büyük para olan 3000 altın lira ödenek ayırdı ve Şehzadebaşı'nda bulunan belediyeye ait Letafet Apartmanı'nı bu konservatuvar için tahsis etti.

Milli Osmanlı Tiyatrosu’nun kurucusu Reşat Rıdvan Bey'in de önerisi üzerine Paris’teki Odeon Tiyatrosu ‘nun müdürü André Antoine, hem müzik hem de tiyatro eğitimi verebilecek bu okulu kurmak üzere İstanbul'a davet edildi.

28 Haziran 1914’te İstanbul’a gelen André Antoine okulun ders programını hazırladı ve giriş imtihanlarını yaptı. Ünlü şair Namık Kemal’in oğlu olan Darülfünun’da edebiyat dersleri veren Ali Ekrem Bey’in önerisi ile "konservatuvar" yerine “Güzellikler Evi” anlamına gelen "Darülbedayi" denmesi kabul edildi. Okulun logosu hattat Nuri Bey’e ısmarlandı. Tiyatro Bölümü Müdürlüğü’ne Reşat Rıdvan, müzik bölümü müdürlüğüne ise Ali Rıfat Bey atandı. Tiyatro Bölümü için kıraat (okuma), telaffuz (söyleyiş), tecvid (tonlama), Aruz, edebiyat tarihi, haile (trajedi), drama, mudhike (komedi), raks (dans), adab-ı muaşeret (görgü), eskrim gibi dersler kondu.

Okula başvuran 8’i kadın (Bayan Nivart, Sara Mannik, Mari Mineyan, İda, Roza, Efraz, Beatris Adriyan, Eliza Binemeciyan Hanımlar) 197 kişi arasından başta Muhsin Ertuğrul olmak üzere Ali Naci, Peyami Safa, Halit Fahri, Behzat Hâki, Celal Sahir, Emin Beliğ, Ahmet Muvahhit, İ. Galip, Fikret Şadi, Raşit Rıza gibi tanınmış kişiler de vardı.

Resmî açılış, I. Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle ertelendi. Savaşta Osmanlı İmparatorluğu Fransa’nın karışışında yer almıştı. Andre Antonie İstanbul’dan ayrılmak zorunda kaldı. Onun ayrılışı nedeniyle müzik bölümü batı müziği çalışmalarına başlayamadı ancak Türk Müziği Bölümünde, eserlerin notalarının tespit edilerek çalınmasına başlandı. Tiyatro bölümünün öğrenci ve öğretmenleri ise bazı oyunlar sahneleyerek bölümü yaşatmaya çalıştılar. Kasım ayında düzenlenen törende Türk ve Batı müziğinden örnekler çalınarak açılış yapıldı. Fakat bu başlangıç yeterli olmadı ve kurum kısa bir müddet sonra resmen kapandı.

Cemil Topuzlu Paşa’dan sonra belediye başkanı olan İsmet Bey, otuz yedi maddelik bir yönetmelik hazırlatarak konuyu yeniden gündeme getirdi. Ocak 1915’te hazır olan yeni yönetmeliğe göre Darülbedayi sadece bir okul değil aynı zamanda temsiller verecek bir tiyatro topluluğu olacaktı. Yöneticiliğe Raşit Rıdvan Bey atandı.

Kısa süre içinde bir okul kimliğinden çıkıp sadece temsiller veren bir okul haline gelen Darülbedayi, ilk kez 20 Ocak 1916 yılında, Emile Fahre’nin eserinden uyarlanan “Çürük Temel” isimli oyunla Tepebaşı Kışlık Tiyatrosu’nda perdelerini açtı. Darülbedayi’nin oynadığı ilk yerli oyun, Halit Fahri Bey’in (Halit Fahri Ozansoy) Baykuş adlı manzum eseri oldu. İlk defa 2 Mart 1917 gecesi oynanan bu oyunu Muhsin Ertuğrul sahneye koydu ve başrolü üstlendi. 1918-1920 yılları arasında “Temaşa” adlı tiyatro dergisini 25 sayı yayınladı.

Belediye Meclisi’nin 1 Kasım 1920’de yaptığı toplantıda kurum için yeni bir yönetmelik hazırlandı ve Darülbedayi yalnız bir tiyatro topluluğu olarak kabul edildi. Darülbedayi’den ayrılıp Almanya’ya giden Muhsin Ertuğrul, 1921’de döndüğünde kurumun yöneticisi olarak tayin edildi. Ahmet Refet Muvahhit, İ. Galip, Behzat Hâki, Raşit Rıza ile birlikte kurumu yeniden canlandırmaya çalıştı. Ancak sanatçılar kurumun yönetiminin kendilerine bırakılmasını isteyince Darülbedayi’den çıkarıldılar.

1926’da kuruma yeni bir çalışma düzeni getirildi. Bu arada yurt dışına gitmiş olan Muhsin Ertuğrul 1927 yılı başlarında yurda döndüğünde tekrar kurumun başına getirildi. Bu dönemde Darülbedayi daha önceki basit komedi ve bulvar oyunları yerine tiyatro tarihinin büyük oyunlarını repertuvarına aldı. Muhsin Ertuğrul’un bu dönemde hazırlamış olduğu, sahne çalışmalarına ışık tutan iç tüzük Türk tiyatro tarihinin disiplinle ilgili ilk belgesidir. İleride kurulacak olan devlet tiyatrosu düşüncesi de 1927’de Ankara’ya giden Darülbedayi sanatçılarının teklifiyle başladı.

1931 yılında resmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlanan, 1934 yılında Şehir Tiyatrosu adını alan Darülbedayi günümüzde faaliyetlerini İstanbul’da on iki sahnede sürdürmektedir.

İstanbul Şehir Tiyatroları Sahneleri

Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi

Fatih Reşat Nuri Sahnesi

Kağıthane Sadabad Sahnesi

Kağıthane Küçük Kemal Çocuk Sahnesi

Gaziosmanpaşa Sahnesi

Gaziosmanpaşa Ferih Egemen Çocuk Tiyatrosu Sahnesi

Kadıköy Haldun Taner Sahnesi

Ümraniye Sahnesi

Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi

Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi

Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi