FB TW PIN NWS

Tac Mahal

Tac Mahal


Tac Mahal, Hindistan'ın Agra şehrinde, 1631-1654 yıllarında inşa edilmiş anıt mezardır.

İslâm türbe mimarisinin en önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilir. Babür İmparatorluğunun 5. hükümdarı Şah Cihan'ın 17 Haziran 1631 tarihinde genç yaşta ölen eşi Ercümend Bânû Begüm (Mümtaz Mahal) için o zamanki imparatorluğun başkenti olan Agra'da Yamuna Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. 17 Haziran 1631 tarihinde ölen Mümtaz Mahal'in ve 22 Ocak 1666 tarihinde ölen imparator Şah Cihan'ın mezarlarını barındırır.




Yapı, Şah Cihan'ın hâkimiyeti süresinde en parlak dönemini yaşayan Bâbürlüler'in güç ve kudretini temsil eder. Hanedanın güç ve kudreti kadar, Şah Cihan ile eşi Mümtaz Mahal arasındaki sevginin de sembolüdür. Şah Cihan'ın tahta çıkması üzerine Mümtaz Mahal adını alan Ercümend Banu, on dördüncü çocuğunu doğururken hayatını kaybetmiştir. Hükümdarın, eşine duyduğu sevginin hatırasına görkemli bir anıt mezar yaptırarak teselliyi sanat ve mimaride bulduğu anlatılır.

1983'ten bu yana UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır. Yılda tahmini 3milyon kişi tarafından ziyaret edilir.

Mümtaz Mahal'in ölümü
Bir isyanı bastırmak için 1631 yılında ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşlik eden Mümtaz Mahal, Burhanpur'da Gauhara Begüm adlı 14. çocuğunu doğururken 38 yaşında öldü. Tac Mahal bitip nakledilene kadar, naaşı 23 yıl boyunca Burhanpur'da kaldı, ardından Tac Mahal anıt mezarına gömüldü.


Mümtaz Mahal, 17 Haziran 1631 tarihinde Burhanpur, Hindistan’da 38 yaşında ölmüştür.


1601 yılında Babürlüler tarafından fethedilen Burhanpur şehri, Dekkan Sultanlarına karşı girişilen askeri harekatlarda üs olarak kullanılmaktaydı. Eşine seferlerde eşlik eden Mümtaz Mahal, 1631 yılında bir ayaklanmayı bastırmak için çıktığı sefer sırasında da Burhanpur'a eşi ile birlikte gitmişti. On dördüncü çocuğuna hamile olan Mümtaz Mahal, 17 Haziran 1634'te çocuğun doğumu sırasında hayatını kaybetti.

Türbe, iki yanında simetrik yapılar olarak inşa edilmiş cami ve konuk evi ile anıtsal giriş kapısından olan yapılar bütünü içinde yer alır. 1632'de inşasına başlanan eser, çevre düzenlemesi ve diğer yapılarla birlikte 1652'de tamamlanmıştır.

Türbenin inşaatı için mimar ve ustalardan oluşan bir heyet kuran hükümdar, Osmanlı, İranlı, Suriyeli usta ve sanatkârlarla birlikte mahallî Hint ustalara da görev vermişti. Bağdat'tan hattat, Buhara'dan kakma ustası, İstanbul'dan kubbe ustası, Semerkand'dan minare yapımcısı, Kandahar'dan taş ustası, Şiraz'dan çizim ustası getirilmişti. Tac Mahal'in esas mimarının kim olduğu hakkında birçok görüş ileri sürülmüştür. Kimileri Venedikli Jeromino Veroneo adlı bir İtalyan'ın veya Bordeauxlu Augistin adlı bir Fransız'ın, kimileri de Osmanlı mimarı Mehmet İsa Efendi'nin yapının esas mimarı olduğunu ileri sürmüşlerdir. 17. yüzyıldan kalma "Divan-ı Mühendis" adlı bir el yazmasında Lutfullah Mühendis el-Lâhûrî, babası Üstad Ahmed'in Tac Mahal'in mimarı olduğundan bahseder. Bu el yazmasının bulunuşundan sonra 1930'larda "Nâdirü'l-asr" Üstad Ahmed'in yapının asıl mimarı olduğu görüşü kabul görmüştür. Şah Cihan'ın gözde mimarı Üstad Ahmed, Tac Mahal'e ilişkin efsanelerde sıklıkla anlatıldığı gibi gözleri kör edilip, elleri kesilerek işkence görmemiş; yapının tamamlanışından 9 yıl sonra Lahor'da hayatını kaybetmiştir.

Mimari özellikleri
Tac Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmış ve 1648 yılında tamamlanmıştır. Yapıdaki yazıları yazan Hattat Settâr Efendi'dir.


Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Türbenin beyaz mermerden 4 minaresi vardır. Anıtın dört yanına Hattat Settâr Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.

İnşaatta çok sayıda ustanın da yanı sıra, günde 20 bin işçinin çalışmasıyla türbe 1643'te, çevresindeki avlu ve yapılar 1649'da bitirildi. Tac Mahal, 20 yılda 1652'de bütünüyle tamamlandı.

305x580 metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.

İç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe arasında türbe mekanı kadar ölü hacim var.

Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'ın sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt katta bulunmaktadır.




Tac Mahal'in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.

Yapı ile ilgili efsaneler
Siyah mermerli Tac Mahal
Şah Cihan'ın Yamuna Nehri kıyısında Tac Mahal'in tam karşısına kendisi için siyah mermerden bir anıt mezar yaptırmayı planladığına ancak oğlu tarafından tahttan indirildiği için bu planı gerçekleştiremediğine inanılır. Bu iddia ilk defa, 1665'te Agra'ya giden seyyah Jean-Baptiste Tavernier'in yazılarında yer almıştır. Tac Mahal'in tam karşısındaki Mehtap Bağı'nda 2006 yılında arkeologlar tarafından siyah mermerler bulunması, bu iddiaya inanırlığını arttırmıştır ancak daha sonra yapılan çalışmalar bu mermerlerin bir yazlık saraya ait olduğu ortaya konmuştur.

İskelenin sökülmesi efsanesi
Yaygın bir efsaneye göre kubbeyi desteklemek için yapılan iskele, kubbeden daha fazla masraf ve işgücü gerektirmişti. İnşaatın bitimine yakın Şah Cihan'a iskeleyi sökmenin 5 yıl alacağı bilgisi verilmesi üzerine Şah Cihan, herkesin söktüğü tuğlanın kendisine kalacağı şeklinde bir emir yayınlamış ve iskele bir gecede sökülmüştü.

Dünyanın yeni yedi harikasından biri
New7Wonder adlı İsviçre Merkezli bir vakfın, dünyanın yedi harikasına alternatif olarak dünyanın yeni yedi harikasını cep telefonu ve internet oylarıyla belirlemek için başlattığı yarışma sonucunda Tac Mahal Anıt Mezarı, 7 Temmuz 2007'de ilan edilen listede yer almıştır.