Sone
Sone: İlkin İtalyan yazınında görülen, klasik Avrupa edebiyatında yaygın olarak kullanılmış bulunan, Türk şiirinde az görülen, iki dört dizeli ve iki üç dizeli bölüm olmak üzere 14 dizeden oluşan nazım biçimi.
Uyak örgüsü şöyledir: abba ccd ede.
Sone nazım şeklini Türk edebiyatında ilk olarak Servet-i Fünun şairleri kullanmıştır.
Sone Örnekleri
Örnek-1
SONE
Derdim, yeter, sâkin ol, dinlen biraz artık!
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülerle sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten, kimine gam.
Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte
Toplasın acı meyvesini nedâmetin
Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.
Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler
Eski zaman esvaplarıyla eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan.
Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.
(Charles Baudelaire'den çeviren: Sabahattin Eyüboğlu)
Dörtlüklerde iki, üçlüklerde üç ayak kullanılması zorunluğu bulunduğu için; şairler, uyakların örgüsünde kimi zaman bazı değişiklikler yapmışlardır.
Dörtlüklerin uyak örgüsünde yapılan değişiklikler:
abab abab...
abba cddc...
Üçlüklerin uyak örgüsünde yapılan değişiklikler:
eff ggf
eff egg
eff gge
efg efg ... vb.
İngiliz sonesinde dize sayısı değişmemekle birlikte, son iki dize ayrı bir bent, geri kalan 12 dize tek bir bent halinde yazılır. Dize kümelenişi ve uyak örgüsü şöyledir: ababcdcdefef gg.
Örnek-2
SONE
Vazgeçtim bu dünyadan, tek ölüm paklar beni;
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez,
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kız -oğlan -kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e:
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyadan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
(William Shakespeare'den çeviren: Can Yücel, Her Boydan)
Örnek-3
SONE
Dağılır yele karşı altın saçları
Uçuşurdu bin bir büklüm içinde.
Bir hoş ışık vardı gözlerinde
Pırıl pırıl, sönmüş o zamandan beri.
Bir iyilik sarardı yüzünü bazan
Bilmem, belki bana öyle gelirdi.
Ben, o sevdadan can atan deli
Nasıl yanıp tutuşmazdım o zaman.
Yürüdü mü yerden kurtulurdu sanki
Melekler öyle yürüse gerek.
Sözleri Bir başka türlüydü insan sözlerinden.
Gökte bir ruhtu o, bir canlı güneşti.
Öyle gördüm ben; öyle değilmiş şimdi.
Yay gevşemiş, ne çıkar, yara gitmez gönülden.
Francesco Petrarca çev.: Sabahattin Eyüboğlu
- Mahmud Hüdayi Bugün
- Agamemnon Dün
- Ahmet Yatman 03 Mayıs
- Ahmet Yüce 02 Mayıs
- Şahmeran 01 Mayıs
- Barlas Erinç 30 Nisan
- Efe Tuncer 29 Nisan
- Çağlayan Topaloğlu 475
- Vahe Kılıçarslan 444
- Hüseyin İnan 423
- Aliye Uzunatağan 230
- Nadir Güllü 207
- Yusuf Aslan 193
- Mustafa Topaloğlu 81
- Ozan Gündoğdu 71
- Can yücel (2) 70
- Şoray Uzun 62
- Bayhan Gürhan 58
- Murat Birsel 49
- Henry Fonda 43
- Vasfi Uçaroğlu 42
- Gönül Akkor 40
- Çağlayan Topaloğlu 475
- Hüseyin İnan 423
- Yusuf Aslan 193
- Nadir Güllü 207
- Vahe Kılıçarslan 444
- Mustafa Topaloğlu 81
- Şoray Uzun 62
- Aliye Uzunatağan 230
- Bayhan Gürhan 58
- Ozan Gündoğdu 71