FB TW PIN NWS

Materyalizm

İngilizce'si materialism, Fransızca'sı materialisme, Almanca'sı materialismus olan bu kelimenin dilimizdeki karşılığı maddeciliktir. Bu görüşü benimseyene maddeci veya materyalist denir.

Materyalizm, varlık veya gerçeklik hakkında bir görüştür. Bu görüşe göre varolan veya gerçek olan sadece maddedir. Madde evrenin asli veya temel kurucu unsurudur. Sadece duyumlarla algılanabilen varlıklar, süreçler veya muhtevalar vardırlar ve gerçektirler. Evren; zeka, gaye ve nihai sebepler tarafından yönetilmez veya yönlendirilmez.

Bu görüşe göre her şeyin kesin sebebi, maddi (cansız, zihni olmayan veya belirli temel fiziki güçler) süreçler veya entities (mekanizm)'dir. Zihni entitelerin, süreçlerin veya olayların yegane sebebi maddi entitelerdir. Tabiat üstü hiçbir şey var değildir. Zihni hiçbir şey var değildir.

"Maddiyyun mezhebi ki, her şeyin madde yahut hiç değilse maddi olduğunu iddia edenlerin mezhebidir. Materyalistler her zaman fikrin tezahürlerini, madde ve maddenin hareketiyle izah etmeye çalışmışlardır. Eski atomculuk mezhebine dahil olanların yeni materyalistlere kadar bu mezhebin esası değişmemiştir. Duyum fikir, en yüksek idraklar, az çok rakik bir maddenin hareketinden, uzvi vazifelerinden ve sinirlerin hepsinin titreşimlerinden ibarettir. Materyalistler ruhun varlığını inkar ettikleri gibi tabi olarak Allah'ı da inkar ederler."

Materyalizm, var veya gerçek olanı açıklayan bir görüştür. Her şey hareket halindeki madde ile veya madde ve enerji ile veya hu da (söz konusu edilen madde kavramına bağlı olarak) sadece madde ile açıklanabilir; bütün niteliksel farklılıklar niceliksel farklılıklara indirgenebilir. İlmin inceleyebileceği biricik konular, fizik veya maddi nesnelerdir. "O halde materyalizm, maddecilik düşüncesini benimsemekle yegane varlığın madde olduğunu, maddeden başka hiçbir cevherin bulunmadığını kabul eder. Ayrıca materyalizm, her türlü maddi ve manevi gerçekliğin özünü ve temelini madde görür; maddeyi hareketli ve alemde belli bir yer işgal etmiş ferdi varlıklar gibi tasavvur eder."

Zihni varlıkların, süreçlerin, olayların yani her şeyin kesin sebebinin madde olduğunu; zihni ve tabiatüstü hiçbir şeyin olmadığını; her şeyin hareket halindeki maddeyle veya madde ve enerji ile açıklanabileceğini; bütün niteliksel farklılıkların niceliksel farklılıklara indirgenebileceğini kabul etmektedir. Kısacası materyalizm, her şeyi, her türlü olayları maddeye irca etmekte maddenin bir yayılımı, açılımı, tezahürü olarak görmekte ve maddenin dışında hiçbir gerçeklik tanımamaktadır.

Materyalizm, dünya fikir tarihinde sistemli bir düşünce olarak ilk defa eski Yunan'da görülmektedir. Bu düşünce Yunan filozoflarından Leukippos ve Demokritos tarafından felsefi bir sistem haline getirilmiştir.

Daha sonra üç büyük düşünür; Sokrates, Eflatun ve Aristo'nun düşünce sistemiyle gerilemiş olan bu felsefe ekolü, zayıf da olsa hemen hemen her devirde ve o devirdeki bazı önemli insan anlayışları içerisinde yer almıştır. Ayrıca bazı Avrupa ülkelerinde, bir felsefi meslek olarak, yeni muhtevalar kazanarak günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir.

19. yüzyıla kadar sadece tek yönlü bir gelişme seyri gösteren materyalizm, 19.yüzyıl ortalarından itibaren bilhassa Almanya'da yeni bir boyut daha kazanmıştır. Klasik materyalizmin Ludwig Büchner tarafından temsil edilen şekline, Hegel'in diyaliktiğini metot olarak alıp bu metodu, materyalist anlayışın izahında etkili bir yol olarak kabul eden Karl Marx'ın temsil ettiği marxist materyalizm eklenmiştir.

Bu iki şekilde temsil edilen ve birçok bakımdan uyum içerisinde bulunan materyalizm, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başlarında çok büyük merhaleler katetmişler, çeşitli ülkelerde taraftarlar bulmuşlar, birçok ülkenin fikri ve kültürel yapıları arasına sızarak oralarda birer önemli fikri yapı oluşturmuşlardır.

Materyalizm, Batı düşüncesinin önemli bir ürünüdür. Bu düşünce, Batı ülkelerinde felsefi bir meslek, siyasi bir anlayış olmasının yanında önemli bir medeniyet, eğitim ve ilim meselesi olarak da değerlendirilmiştir. Bundan dolayı batılaşmak, medenileşmek, ilmi olmak hatta demokratlaşmak arzusunu gösteren bir ülke ister istemez bu düşünceyle karşılaşmak durumunda kalmışlardır. İlim, medeniyet ve kültür kavramlarının ihtiva ettikleri manaların farkını ayırabilen veya kendilerinde güçlü bir gelenek sistemi bulunan toplumlar, bu düşünceden çok az etkilenmişlerdir.

"Bir çok ülkede yayılma ve gelişme imkanı bulan materyalizm, 19.yüzyılın sonlarına doğru Türkiye'de de hissedilmeye başlanmıştır. Daha sonra kendisine bazı taraftarlar bulmuş, çok yaygın, şumüllü ve güçlü olmasa bile bir fikri yapı olabilmiştir."

Karl Marx'ın materyalizminin yani kısaca; Marxist Materyamizmin temelinde Hegel vardır. Karl Marx kendi felsefesine Hegel'in diyalektik metodunun temel yapmıştır. Bu metodu materyalist anlayışın izahında etkili bir yol olarak kullanmıştır. Marx, Hegel'in metodunu alarak Engels ile birlikte geliştirmiş ve böylece kendi materyalizmini yani "Diyalektik Materyalizmi" kurmuştur. Bu anlayış daha sonra pek çok düşünür tarafından savunulmuş ve felsefi bir doktrin haline gelmiştir.

Eğer gerçek realite olan madde, tez, antitez ve sentez merhalelerinden geçerek birlik kazanıyorsa, o zaman diyalektik maddecilik söz konusu olur.

"Diyalektik materyalizm; maddeni, tabiatın ve gözlemlenebilen alemin "Kayıtsız şartsız" kendi başına gerçek olduğunu; kendi gerçekliğini hiçbir tabiat üstü veya aşkın güçten almadığı gibi varlığı bakımından da insan zihnine bağımlı bulunmadığını savunan görüştür".

Maddenin hem zaman hem de mantık bakımından zihinden önce geldiği ve şuurun madde olmadan asla ortaya çıkamayacağı savunulur. Mekân ve zaman, maddenin varlığının şekilleri olarak kabul edilir.

Diyalektik terimi, objelerin birbirleriyle dinamik karşılıklı bağlılıklarını, değişmenin evrenselliğini ve radikal karakterini ifade eder. Herhangi bir türden gerçekliği olan her şey kendi kendine bir transformation süreci içindedir. Çünkü, her şeyin muhtevası birbirine zıt unsurlardan veya güçlerden oluşur. Her şeyi birbirine bağlayan iç hareket, onları başka şeylere dönüştürür. Hem metafizik hem de diyalektik olmayan anlamındaki mekanizm böylece reddedilir.

Diyalektik materyalizme göre, araştırmayla, değişmenin temeli ve tekrarlanan düzenlilikleri ortaya konulabilir ve diyalektik maddeciliğin kanunları olarak ifade edilebilir. Diyalektik materyalizmin kanunları varlığın her düzeyinde geçerlidir. Bu kanunlar şunlardır:

Birbirine Girme, Bütünlük, Karşıtlarına Yönelme Kanunu: Karışık unsurların ve güçlerin bileşimleri olarak bütün varlıklar değişen bir birlik karakterine sahiptirler. Girişim veya çekişme ve ifadesini bulan değişme süreci, sürekli ve mutlaktır.
Niceliğin Niteliğe ve Niteliğin Niceliğe Dönüşümü: Tabiatta meydana gelen değişmeler sadece niceliksel değildirler; bu değişmelerin birikimi belirli bir noktaya kadar tedrici olan değişmelere göre ani bir sıçrama şeklinde ortaya çıkan yeni bir niteliksel değişmeye dönüşür. Yeni nitelik ilk nitelik kadar gerçektir. Bu yeni nitelik mekanik olarak evvelkine indirgenemez. O, sadece, daha önceki niteliğin daha büyük görünümü değildir; yeni gelişmiş apayrı bir şeydir.
Nefyin Nefyi Kanunu: Kemmî değişmeler ve bunların doğan nitelikler dizisi sonlu değildir; gelişmenin her durumu ve safhası bir önceki sentezde var olan zıtlıkları çözen ve farkları bir niteliksel düzeyde kendi öz zıtlıklarını doğuran bir sentezdir.
Ontolojiyi mantığa bağlayan bu kanunlar şekilci farklılık kanunlarına zıttır ve niteliksel olarak yüklenmiş, yeniden oluşturulmuş bulunan orta hâli inkâr ederler.

Diyalektik kanunlar bütün şeylerin birbiriyle bağlı olduğunu ve her şeyin kendiliğinden geliştiğini ifade ederler. Bir bütünün içinde yer alan parçalardan biri olan A her zaman non A diye adlandırılabilir ve böylece A'ya non A denilebildiği gibi non A'ya da A denilebilir. A, A'dır ve non A olamaz formülü aynı anda veya bu an sürecinde A, A'dır ve aynı zamanda non A'dır, olur. Her şey sürekli değişim içindedir. Bu mülahazalar, düşünceye ve kavramlara olduğu kadar; eşyaya, düşüncenin bir süreç olduğuna, düşüncelerin geliştikleri ortamın dışında ve içinde mantıki bağlantılarını başka düşüncelerle karşılıklı ilişkiler aracılığıyla kazandıklarına da uygulanır. Bu bakımdan diyalektik metot esas olarak bütün şeyleri tarihi münasebetleri içinde incelenmesi gerektiği anlamına gelir. Önemli olan maddenin bir anda göründüğü durumu değildir; fakat dahili veya harici güçler çatışmasının bir sonucu olarak meydana gelen değişmelerin derecesi,yönü ve muhtemel sonuçlarıdır. Diyalektik materyalizm, "Tabiat diyalektiğin ölçüsüdür" görüşünden hareketle a priosizmi reddeder.

Düşünceler üretme yeteneğinde olan insan beyninin, tabii alemden önce gelmediği veya bu alemin geri kalanından bağımsız olmadığı; tam tersine bu alemin, beyni kendisine bağlı olarak uyarıp işlettiği söylenebilir. Düşünceler eşyayı yansıtır, fakat her şey gibi bu yansıtma da diyalektiktir. Düşünceler eşyadan doğar ve onları takip eder. Bu bazen devri olur. Şeyler soyutlama veya doğrudan olduğu kadar yeni bileşimler yapma yoluyla hayaller şeklinde aksettirilebilir.

Aksettirilecek mükemmellikte maddi gerçekliğin bulunmasına karşılık, aksetme (düşünce) hiçbir zaman tam ve mükemmel değildir. gerçek mutlaktır, fakat bilgi görecelidir.

Tarihi Materyalizmin geliştiği içtimai teori maddeci diyalektiğin genel ilkelerinin insan toplumuna uygulanmasıyla ortaya konulmuştur. Kendi karmaşık evrim süreci içinde toplumun geçirdiği temel değişmeler ve safhalar öncelikle onun ekonomik temelinde meydana gelen değişmelerin doğurduğu birer sonuçtur. Bu temelin iki yönü vardır:

Maddi üretim güçleri (teknik, amaç ve gerçekler),
Ekonomik ilişkiler (Gerçeklikteki mülkiyet, alış-veriş ve dağıtım sistemi) dir.
Kanunlardan, yönetim şekillerinden, sanatlardan, ilimlerden, dinlerden, felsefelerden ve benzerlerinden oluşan içtimai üst yapı bu temelden kaynaklanır (bu temel kaynaktan doğup gelişir). Üretim güçlerine bağlı menfaat çatışmalarından kaynaklanan ekonomik temeldeki köklü değişmeler ve ekonomik ilişkilerdeki temel değişmelerden dolayı toplumun üst yapısı zorunlu olarak değişir. Nedensel eylem, üst yapı ile alt yapı arasında kendini gösterir. Temelde ekonomik gücü denetimleri altında bulunduranların yerini herhangi bir yüksek kurum tehdit ettiği zaman çatışmanın sonucunu üretim güçlerini elinde bulunduranların iktidarı belirler. Tarihte ferdin rolü inkar edilemez, fakat bu rol temeldeki güçlerin hareketlerine bağlı olarak belirlenir. Genel tarihi materyalizm teorisi kendisinin etik ve estetik de dahil bütün içtimai ilimlerin metodolojik temeli olduğu iddiasındadır. Diyalektik materyalizme göre sanat insanların kendilerini çevreleyen gerçekleri aksettirme şekillerdir. Bu aksettirme şuurlu veya şuursuz, gerçekçi ve hayali olabildiği gibi ritim, şekil, imaj ve benzerleri bakımından pozitif bir estetik değer taşır. Sanat ele aldığı gerçekliğe sadık kaldığı ve onu estetik şekilde yansıttığı ölçüde iyidir. Bu düşünce sisteminde proleterya hümanizmi ismi verilen temel ahlâk anlayışına göre bütün değerlerin kaynağı ve anlamı insanlıktadır.